Sunday 2 January 2011

ŞİİRDE YENİ BİR KUŞAK GELİYOR

Hasip Bingöl (d.1981) “Kayıp Tablet” (2007) kitabında son beş-altı yıldır dergilerde bazılarını yayımladığı şiirlerini bir araya getiriyor. Yazdıklarının bütünlüklü bir doku oluşturmasına önem verirken ‘su, ateş, lahit, mezmur, kargış, riya, yaprak’ izlekli eğilimlerle dizeler kuruyor.

Memleketimizin doğu yönünden esen rüzgârla günümüz şiirinde kendine yer edinme çabası içerisinde olan genç şairlerin çoğu gibi Bingöl de Osmanlı Türkçesinin yer yer aşırı derecede solgun, yer yer de yaşam içerisinden olmasa bile kültür içerisinden parıldayan sözcüklerinden şiir çıkarıyor. Aslında şairin kayıp tabletler peşinde olduğu hesaba katılırsa bu durumun nereden kaynaklandığı anlaşılabilir. Bir şiirinde “nisyan bilirim taş okumalarını” diyor, bir başkasında “şiirimde helâk nice pervane kıyar kendine/ ey bezzaza çehremi pazarlayan tacir” diyor, bir başkasında ise “bahsedilir ki/ mezmur sayfalarında bu tarasuttan” diyerek eski sayfalara olan düşkünlüğünü ortaya koyuyor.

Bu yönüyle Bingöl’ün bugünkü zamanların dışından bir yerden seslendiği, arkaik sesleri toplama eğiliminde olduğu söylenebilir. Bunu yaparken duygusal bir yenilmişlik eğilimiyle olduğu kadar, günümüzü hiçe sayma tutumuyla da hareket ediyor gibi.

Divan şiiri kültürünün izleri gizli söz sanatlarıyla yer buluyor bazı şiirlerde. Sözgelimi “bir ceylanın memelerinden misk/ salınır üzerime feleğin cürmü” derken ya da “selvileri sorsam hatırı kalırdı sevgilinin” dizesiyle sevgilisine övgüler yollarken bu tutumla hareket ettiği gözlenebilir. “Kayıp Tablet” heyecanını kültürel derinlikle dizginleyen, sözünü tartmayı bilen bir şairi haber veriyor. Bu şair, yeni zamanların parıltı ve karmaşasını da aynı güçle kavrayıp yansıttığında yepyeni şeyleri yepyeni ifadelerle söyleme gücüne sahip olduğunu ortaya daha benzersiz biçimde koyacaktır.

Bâki Asilturk
Milliyet Sanat, Ekim 2007, Sayı 583

İş Hâli