Hasip Bingöl
They
were the times I feelt the distress there
as
the places touchedby the wet laughter
were
sinking like nightmares
drenching
suns hit brazenly on my temples.
suicides
left ajar in order to relieve the night
are
missing. Every time I got startled by the bold,
and
invigorating my soul type of scream of the night.
With
incomplete report I leaned on the lust of the coffin.
I
just was caught by the whimper of a blind…
O
the horse with popped out eyes blinding fears,
In
the world of the blind, justice
Seems
to be a raven with its wings open.
Oh
my God, before giving the testicle of the fears a wring
Make
us weep through a lust smelling cry of a blind!
There
is no sign of the mihrab (atlar) from which I was dismissed
The
sob of the voices sounds to be a vibrating perforated ladle.
Look
at these of countless cases of ignorance,
Why
are you singing so far away from all appeals?
So
much patience, this much rage, how weird
How
strange is to raise a language through songs?
You
are not a swelling sea anymore
Go
and yield yourself to all these cries
You
are a defect of an exhausted surgeon… do recognize it!
Translated
by Mesut Senol
****
ZİYAN
ZİYAN
Acıyı duyumsadığım zamanlardı
ıslak kahkahaların değdiği yerler
karabasan gibi çökerken
sağanak güneşlerdi vuran hayâsızca şakaklarıma.
Geceyi dindirmek için kapısı aralanan intiharlar
eksik. İrkildim her defasında beni arsız,
ıslak kahkahaların değdiği yerler
karabasan gibi çökerken
sağanak güneşlerdi vuran hayâsızca şakaklarıma.
Geceyi dindirmek için kapısı aralanan intiharlar
eksik. İrkildim her defasında beni arsız,
beni yaşaltan gecenin çığlığına.
Eksik tekmille
yaslandım bir tabutun şehvetine.
Bir körün ağlaması tuttu beni…
Ey korkuları kör eden gözleri
fırlamış at,
kanatları açılmış kuzgundur
körler dünyasında adalet.
Tanrım, korkuların hayâsı
burulmadan
Bir körün şehvet kokan ağlamasıyla
ağlat!
Hiçbir işaret yok kovulduğum
mihraptan
Seslerin hıçkırığı titreşen bir
kevgir.
Bak bu kaçıncı yok sayılmalar,
tüm çağrılardan uzak şarkı tutturmamız neden?
Bunca sabır, bunca öfke, ne tuhaf
Ne tuhaf değil mi bir dili şarkılarla
büyütmek.
Artık kabaran bir deniz değilsin
Git kendini bırak tüm ağlamalara
Yorgun bir cerrahın hatasısın sen…
bil!
[Üç Nokta Edebiyat Dergisi, Mart 2009]